Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Çocuklar, çocuk filozoflar

 Canlı edebiyat dünün saatine göre yaşamaz, bugünün de değil, yarının saatine göre yaşar. Direğin tepesine gönderilen denizcidir o, oradan uzaktaki gemiler görünür. Denizciyi direkten indirip kazan dairesine, bocurgata koyabilirsiniz, ama bu bir şey değiştirmez: direk olduğu yerde kalır - ve başkası da direğe çıkınca onun gördüklerini görecektir. Direkteki denizci fırtınalarda lazım olur. Şimdi fırtına var, dört bir yandan S.O.S. geliyor. Daha dün yazar sakin sakin gezinebilirdi güvertede, Kodak'ını tıkırdatabilirdi (varoluş); ama dünya 45° yan yatmışken, yeşil yarıklar açılmış, küpeşte titremeye başlamışken kimin aklına gelir manzara tabloları ve türleri düşünmek? Şimdi sadece ölümden önce düşünülebilecek olan şey düşünülür: öleceğiz, peki ne olacak? Yaşadık işte - nasıl yaşadık? Baştan, yeniden yaşanacak olsa, ne şekilde, ne için yaşamalı? Şimdi edebiyatta dev, direk gibi, uçak gibi, felsefi ufuklar gerekli, en son, en korkunç, en korkusuz "neden?" ve "peki sonra?...

Bilim ve Din İlişkisi İncelemesinde Medeniyet, Mühendislik, Mimarlık Üzerine

  FELSEFE - BİLİM - DİN İLİŞKİLERİ Konu: Bilim ve Din ilişkisini, bilimin veya dini teolojinin herhangi bir sorunu merkezinde tartışınız. Bilim ve Din İlişkisi İncelemesinde Medeniyet, Mühendislik, Mimarlık Üzerine Sevdiğim bir fıkra vardır. Adamın biri ıssız bir adaya düşer. Orada sihirli bir lamba bulur. Lambanın cini bir dilek hakkın var der. Adam, “benim için bir köprü yap da memleketime gideyim” deyince lambanın cini bu isteğin abartılı olduğunu belirterek, oşinografik, jeolojik, hidrolik pek çok problem sayar. “Okyanus üstüne köprü inşa etmek mümkün değil, daha makul bir şey iste” der. Bizimki düşünür. “Ben her zaman kadınları anlayabilmeyi isterdim. Dileğim bu” der. Cin, bir adama bakar bir okyanusa ve şöyle cevap verir: “Köprü kaç ayaklı olsun?” Bu fıkranın anlamını zorlarsak, okyanus üstüne köprü inşa etmek, felsefi sorunları çözmekten kolaydır diyebilir miyiz. Öyle ya Ortaçağ Hıristiyan filozofu Boethius’un hücresine teşrif eden felsefe, kadın değil miydi? Boethius, Bayan...

Dostluk - Cicero

DOSTLUK I Augur (1) Q. Mucius Scaevola, kaynatası C. Laelius üzerine anılarını olduğu gibi, tatlı tatlı anlatırdı. Her konuşmasında ona bilge demekte duraksamazdı. Erkek togasını (2) giydikten sonra babam beni de Scaevola'ya götürmüştü; bundan sonra bu yaşlı adamın yanından, elimden geldiği kadar ve bana izin verildiği kadar, ayrılmadım. Ondan dinlediğim birçok ciddî konuşmayı kısa, yerinde söylenmiş sözleri ezberimde tuttum; onun bilgisiyle daha bilgili olmaya çalışıyordum. Ölümünden sonra, pontifex (3) Scaevola'yla yakınlık kurdum. Bu Scaevola'nın yeteneği, hakseverliğiyle yurttaşlarımız arasında seçkin bir yer aldığını söylemekten çekinmem; ama ondan başka bir zaman söz açarım, şimdi augura dönüyorum. Scaevola her zaman türlü konularda söz söylerdi; özellikle bir gün anımsıyorum, evinde benim ve birkaç yakın dostunun bulunduğu bir toplantı sırasında, alışkanlığı üzere hemicyclium'da (4) otururken, o zaman hemen herkesin dilinde olan bir konudan söz açmıştı. Atticus, ...