Ana içeriğe atla

Descartes Aklın Yönetimi İçin Kurallar

Aklın Yönetimi İçin Kurallar

  1. Çalışmaların nihai amacı, aklı, karşısına çıkan her şey üzerinde sağlam ve doğru yargılara varacağı şekilde yönetmek olmalıdır.
  2. Sadece, zihnimizin hakkında kesin ve kuşku götürmeyen bir bilgiye erişebileceği konularla meşgul olmamız gerekir.
  3. İnceleme konumuz hakkında başkalarının düşündüklerini ya da kendi kuşkularımızı değil, açık ve seçik görebildiğimiz veya kesin olarak elde edebileceğimizi düşündüğümüz şeyi araştırmamız gerekir. Bilime ulaşmanın tek yolu budur.
  4. Gerçeğin araştırılmasında yöntemin gerekliliği. Gerçeği yöntemsiz bir şekilde aramaya kalkışmaktansa hiç aramamak daha iyidir
  5. Tüm yöntem aklın bir takım gerçeklere varmak için çabasını yönlendirmek zorunda olduğu konuların sırasına ve konumuna dayanır. Bunu sürdürebilmek için güçlük içeren ve muğlak önermeleri aşamalı olarak daha basite indirgemek, sonra da bunların sezgisinden hareket ederek aynı şekilde diğer önermelerin bilgisine varmak gerekir.
  6. En basit şeyleri üstü kapalı olanlardan ayırmak ve bu incelemeyi belli bir düzen içerisinde izlemek için bazı gerçeklerden başka gerçekleri çıkardığımız her konu dizisinde, önce en basit olanı bulmak ve tüm diğer konuların bu en basit olandan az çok ya da eşit biçimde nasıl uzaklaştıklarını anlamak gerekir.
  7. Bilimi tamamlamak için amacımıza kesintisiz ve düzenli bir düşünce hareketiyle bağlı olan tüm konuları baştan sona incelemek, sonra da yöntemli bir sıralama içinde bunların dökümünü yapmak gerekir.
  8. Eğer aranılan şeyler dizisinde aklımızın kusursuz bir şekilde anlayamadığı tek bir tanesi bile ortaya çıkarsa orada durmak, bir sonrakini izlememek, boşuna yapılacak bir çalışmadan kendini alıkoymak gerekir.
  9. Aklın tüm güçleri en basit ve en önemsiz şeylerin üzerine yöneltilmeli, gerçeği açıkça ve belirgin bir şekilde görme alışkanlığı yerleşene kadar orada uzun zaman durulmalıdır.
  10. Aklın pratiklik kazanması için, onu başkalarının önceden keşfettikleri şeyleri yeniden bulmaya eğitmek ve en sıradan hünerleri, özellikle de bunların oluş düzenini açıklayan veya tasarlayan hünerleri, yöntem aracılığıyla gözden geçirmek gerekir.
  11. Sezgi aracılığıyla bazı önermeleri fark ettikten sonra, eğer bu önermelerden başka bir önerme çıkarabiliyorsak, düşüncenin her hareketini onu bir an bile kesintiye uğratmadan izlemek, aralarındaki karşılıklı ilişkileri düşünmek ve her seferinde mümkün olan en fazla sayıdaki ilişkiye bir defada açık seçik akıl erdirmek yararlıdır; bilimimize daha fazla kesinlik ve aklımıza daha fazla uzam bahşetmenin yolu budur.
  12. Basit önermelere dair net bir sezgiye sahip olmak, bilinenle arananı uygun bir şekilde kıyaslamak ve bu şekilde aralarında kıyaslanması gereken konuları bulmak için zekânın, hayal gücünün, duyuların ve belleğin tüm kaynaklarından yararlanmak gerekir. İnsan için donatılan yollardan hiçbiri tek kelimeyle ihmal edilmemelidir.
  13. Bir sorunun ne olduğunu tam olarak anladığımız zaman, onu tüm yüzeysel kavramlardan kurtarmak, en basite indirgemek, sıralama yoluyla mümkün olduğunca bölümlere ayırmak gerekir.
  14. Aynı kural cisimlerin gerçek uzamına uygulanmak zorunda olup, bu uzam yalın şekiller aracılığıyla hayal gücünde tam olarak temsil edilmelidir; bu şekilde anlayış onu çok daha açık seçik kavrayacaktır.
  15. Aynı şekilde, bu şekilleri çizmek ve onları dış duyulara sunmak, dikkatimizin sürekli sabitlenmesini çabuklaştırmaya sıklıkla yardımcı olur.
  16. Dikkatimizi vermemizi gerektirmeyen konularla karşılaştığımızda, sonuç çıkarmamız için gerekli olsalar bile, onları karmaşık şekillerdense çok kısa sembollerle göstermek daha iyidir. Böylelikle, bir yanda belleğin kusurlarından kaynaklanan hatalara karşı bu korumalar oluşur, diğer yanda başka sonuçlar için hazır beklerken, şeyleri akılda tutmak için çaba gösteren düşüncenin dağılmasını engeller.
  17. Önerilen güçlüğü bilinen ve bilinmeyen öğelerinin birkaçını soyutlayarak ve doğru bir yöntemle birbirleriyle karşılıklı bağlarını izleyerek gözden geçirmek gerekir.
  18. Bunun için sadece dört işleme (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) ihtiyaç vardır. Gereksiz yere işleri karıştırmamak adına ve devamında daha kolay bir şekilde uygulanabilecekleri için son ikisinin yapılmasına çoğu zaman gerek yoktur.
  19. Güçlüğü baştan sona aşmak için bilinmeyen öğelerin bilindiğini varsaydığımız ve iki farklı şekilde ifade edilen ne kadar büyüklük varsa, bu yöntemle aranmalıdır. Bu yolla iki eşit şey arasında bir o kadarı kıyaslamaya sahip oluruz.
  20. Denklemleri bulduktan sonra, bölme işleminin olduğu her aşamada, işlemleri çarpma işlemini kullanmadan tamamlamalıyız.
  21. Bu türden birçok denklem varsa, onları sürekli orantılı büyüklükler dizisi içinde, öğelerinin en küçük sayıda basamakları işgal ettiği, kendisine göre bu öğelerin hazır bulunmasının zorunlu olduğu tek bir denkleme indirgemek gerekir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Felsefenin Temel Kavramları

FELSEFENİN TEMEL KAVRAMLARI Felsefe nedir? Kavram nedir? Felsefenin temel kavramları nelerdir?  Bilgi türleri ve felsefe İlâhî/dinî bilgi Beşerî/aklî bilgi Bilimsel bilgi Felsefî bilgi Felsefe filos+sofos hikmeti seven / hikmet sevgisi Felsefe – feylesûf (filozof) Pisagor / Sokrat Felsefenin temel kavramları: Adalet Nedir? Ahlak Kanıtı Ahlak Akıl Analitik A Priori A Priori Bilgi Aksiyom Algıcılık Alman İdealizmi Analoji Anlam Antik Felsefe Aşkın Aşkınlık Atomculuk Aydınlanma Bilim Bilim Felsefesi Bilinç Çıkarım Değer ve Değer Felsefesi Deizm Determinizm Diyalektik Empirizm İdealizm Fenomenoloji İlk Felsefe Kavram Madde Mantık Materyalizm Rasyonalizm 1. HAFTA:  ADALET NEDİR? Bu haftaki dersimizde;  Felsefenin ve siyaset bilimin en temel kavramlarından ve problem alanlarından birisini oluşturan “Adalet” ve “Ahlak Kanıtı” kavramlarını tarihsel bir sunum içinde ele alınacaktı...

FELSEFİ DÜŞÜNCENİN ÖZELLİKLERİ

ESKİÇAĞ YUNAN DÜŞÜNCESİ BAĞLAMINDA FELSEFENİN KURULUŞU: FELSEFİ DÜŞÜNCENİN ÖZELLİKLERİ Felsefi düşüncenin temel niteliğini oluşturan yargılardır. Felsefe kişisel bir uğraş olduğu için aynı problemi herkes kendine göre kurmak, önemsediği sorularla ilgili kendi cevaplarını oluşturmak ve onları gerekçelendirmek zorundadır. Felsefe tarihi ve filozoflar felsefenin iskeletidir, onu giydirmek felsefe yapmaktır. Bu amaçla, Eskiçağ Yunan Düşüncesini, kaostan düzene, mitolojiden felsefeye giden yolu ve ilk filozofları anlatarak felsefi düşüncenin özelliklerini vurgulamaya çalışacağız. Felsefe Öncesi Aristoteles “bütün insanlar doğal olarak bilmek ister” derken aslında keyfi bir bilme isteğine vurgu yapar. Dünya çetin bir yerdir ve insan hayatta kalmak için bilmek zorundadır. Eliade’ye göre insanlaşma süreci ayağa kalkma ile başlamıştır ve bu dik duruş, mekansal farkındalık yaratmıştır. İlk insan bu sınırsız, meçhul, tehditkar boşluğun içine atılmış hissetmekten yola çıkarak gelişir (Eliade, 2018...

Sosyoloji I Ders Notları

4. KÜLTÜR 4.1. KÜLTÜR NEDİR "İnsanın toplumun bir üyesi olarak elde ettiği, bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, adetle ve diğer yetenekler ile alışkanlıklardan oluşan karmaşık bir bütündür”. 4.2. KÜLTÜRÜN ÖĞELERİ  Değerler Değerler, bize iyi, kötü, güzel, çirkin, ahlaki, gayrı ahlaki veya arzu edilen ve edilemeyen şeyler hakkında ölçütler sunar. Farklı dinlerden ve gruplardan oluşan modern çoğulcu toplumda değer yönelimi son derece karmaşıktır.Değerler, belirli sosyal sonuçlara yol açar.  Değerlerin genel işlevlerini şu şekilde sıralamak mümkündür: Değerler, kişilerin ve birlikteliklerin toplumsal değerinin yargılanmasında hazır araç olarak kullanılır. Değerler kişilerin dikkatini istenilir, yararlı ve önemli olarak görülen maddi kültür nesneleri üzerinde odaklaştırır. Her toplumdaki ideal düşünme ve davranma yolları, değerler tarafından işaret edilir. Değerler kişilerin toplumsal rolleri seçmelerinde ve gerçekleştirmelerinde rehberlik eder. Değerler...